Bir zamanlar, dünyaya gelmeye hazırlanan bir çocuk varmış. Dünyaya gelmeden önce Tanrı ile aralarında şöyle bir konuşma geçmiş:Çocuk:―Tanrım, beni yakında dünyaya göndereceğini söylediler. Fakat ben o kadar küçük ve güçsüzüm ki, orada nasıl yaşayacağım?Tanrı:―Tüm meleklerin arasından senin için bir tanesini seçtim, O seni bekliyor olacak ve seni koruyacak. Meleğin sana her gün şarkı söyleyecek ve gülümseyecek. Böylece sen onun sevgisini hissedecek ve mutlu olacaksın.Ç. ―Peki, insanlar bana bir şey söylediklerinde, dillerini bilmeden söylediklerini nasıl anlayacağım?T. ―Meleğin sana dünyada duyabileceğin en tatlı ve en güzel sözcükleri söyleyecek. Sana konuşmayı, dikkatle ve sevgiyle öğretecek.Ç. ―Peki, ben seninle konuşmak istersem ne yapacağım?T. ―Meleğin sana ellerini açarak bana dua etmeyi de öğretecek.Ç. ―Dünyada kötüler olduğunu da duydum. Beni onlardan kim koruyacak?T. ―Meleğin seni kendi hayatı pahasına da olsa koruyacak.Ç. ―Fakat ben seni bir daha göremeyeceğim için çok üzgünüm.T. ―Meleğin sana sürekli benden söz edecek ve bana ulaşmanın yolunu öğretecek.
O sırada cennette bir sessizlik olur ve dünyanın sesleri cennete kadar ulaşır. Çocuk gitmek üzere olduğunu anlar ve son bir soru sorar:Ç―Şimdi gitmek üzere isem, benim meleğimin adı ne?T. ―Meleğinin adının önemi yok yavrum. Sen onu, “ANNE” diye çağıracaksın.”(Alıntı)Bu güzel hikâyenin de vurguladığı gibi yaşama dair her şeyin ilkini anneler verir. Kişinin kendine has özelliklerini, yeteneklerini, becerilerini ilk keşfeden annedir. Kişinin kendine güvenmesini, inanmasını annesi sayesinde öğrenir.Ünlü şair William Ross Wallace, “Beşiği sallayan el, dünyayı yöneten eldir.” der. Onun da belirttiği gibi anne, çocuğunu yetiştirirken dünyayı da çok daha iyi bir hale getirmenin çabasını verir.Dünyamızı oluşturan, geliştiren, fark yaratan ve yaratmaya devam eden tüm annelerin anneler günü kutlu olsun!